26 Şubat 2012 Pazar

Susamlı minik toplar





Her yediğimde "Bir tane daha yesem birşey olmaz" diyip kendimi durduramadığım müthiş bir lezzetin tarifini vereceğim size.

Tarif Shanghai'da yaşayan arkadaşım Ayşegül'e ait. Her ne kadar onun kadar başarılı yapamamış olsam bile yine de çooook lezzetli oldu :)

Neler gerekli?

2,5 su bardağı su un
1 yumurta sarısı (akı dışına)
125 gr tereyağ (oda sıcalığında)
2,5 tatlı kaşığı şeker
Yarım tatlı kaşığı tuz
Yarım tatlı kasığı mahlep (ya da 1 tatlı kaşığı sirke)
Yarım çay bardağı sıvı yağ
Yarım çay bardağı süt
Susam

Nasıl yapıcaz?

Susam ve yumurta akı hariç bütün malzemeleri karıştırıyoruz. Hazırladığımız hamura şekil veriyoruz. Üzerini önce yumurta akına sonrada susama batırıp önceden 170 derece ısıtılmış fırında susamlar pembeleşinceye kadar pişiriyoruz. Ben çörek otunu da çok sevdiğim için kullandım. Karar size kalmış.

Afiyet olsun :)

23 Şubat 2012 Perşembe

Çocukların 5 sevgi dili...

Bu hafta bir arkadaşımın daveti üzerine çok keyifli bir toplantıya katıldım. Konu yukarıda başlıkta da yazdığım gibi "Çocukların 5 sevgi dili". Yani çocuğunuzun sevgisini size ve çevresindekilere gösteriş şekilleri. Aslında başlık her ne kadar çocuklar diye geçse de kendimizden başlamamız gerekiyormuş sevgimizi gösterme şeklimizi öğrenmeye.


Duygusal sevgi tankı (bankası) dolu olan çocuğun sevgi açlarına göre daha kolay öğretilebilir ve eğitilebilir olduğu ve sevgi doluluğunun sağlanması için de çocuğunuzun hangi sevgi dilini kullandığını bilmeniz gerekiyor. 


Şimdi gelelim bu 5 dilin neler olduğuna...


Birincisi "fiziksel dokunuş". Yani çocuğunuz size sarılarak, öperek, dokunarak oynayarak sevgisini gösteriyor. Ve sizden de bunları bekliyor. Örneğin hikaye okurken kucağınıza oturmak istiyor, televizyon izlerken sizin yanınızda otutuyor. Çocuklar diğer davranışlarınızla da sevginizi alıyorlar ama dokunmanız ona en net ve yüksek sesli sevgi mesajını veriyor :) 


İkincisi "olumlu ifadeler" yani kelimenin gücü :) Size sizi sevdiğini söylüyor. Sizden de sevgi ve övgü dolu kelimeler duymak hoşuna gidiyor. Çocuğunuzla konuşmak, gelecekte neler yapmak istediğini sormak sevgi bankasına yatırım yapmanıza yardımcı oluyor. Kelimeleri yazılı olarak da kullanabilirsiniz, mesela odasında kolay görebileceği yerlere notlar yazarak. Çocuğunuzu ayıplamanın ve kınamanın diğer çocuklara oranla çok daha derin yaralar açacağınıda unutmayın!


Üçüncüsü "kaliteli zaman geçirmek". Bu kimi çocuklar için nefes almak kadar önemliymiş. En basit örneği siz çocuğunuza birşeyler anlatırken gözünün içine bakmanızı, göz teması kurmayı istiyorsa çocuğunuzun sevgi akışında önemli bir rol oynuyor kaliteli zaman geçirmek. Yani en basit örnekle çocuğunuz siz bulaşık yıkarken sizinle sohbet etmek istemiyor. Sizin 5 dakika da olsa tamamen ona fokuslanıp dinlemenizi istiyor. Kaliteli zaman için de öğretici ve eğitici aktiviteler yapma zorunluluğu yok. Kimi zaman birlikte geçirilen 5 dakika bile yetiyor. 


Dördüncüsü "hediyeler". Hediye diyince muhakkak parayla satın alınması gerekmiyor. Çocuğunuzun topladığı kır çiçekleri bile size olan sevgisini gösteriyor. Veya sizin ona özel bir şarkı söylemeniz. Çocuğunuzla deniz kenarında yürüyüş yaparken bulduğunuz bir deniz kabuğunu ona hediye etmeniz bile hediye diliyle sevgisini gösteren çocuklar için çok değerli oluyor.


Beşincisi "hizmet". Aslında anne babalıkta bir nevi hizmet odakli bir meslek. Hem işinizi yapıyorsunuz hem de aynı zamanda yaptıklarınızla çocuğunuza örnek oluyorsunuz. İşte tam da bu akış içerisinde kimi çocuklar yaptıklarını sizinle paylaşıp sevgilerini gösteriyorlar veya sizden bunu bekliyorlar. Örneğin çocuğunuzun sıkıntılı bir gününde en sevdiği yemeği yaparak veya ödevlerinde yardımcı olarak sevgi bankasına bir lira daha atmış oluyorsunuz. Tabii hizmete belli bir noktada sınır koymak da çok önemli. Örneğin 3 yaşındaki çocouğunuzun yatağını toplamanız normal olabilir ama 8 yaşındaki çocuğunuzun sizden yatağını toplamanızı beklemek yerine sizi örnek alıp kendi yatağını toplaması gerekir. İşte bu noktada çocuğa örnek olunarak sorumlulukların öğretilmesi gerekiyor.


Genelde bu 5 şıktan ikisi ön plana çıkıyormuş ve bir tanesi ağır basıyormuş. Kendim için herhangi birini seçememiş olsam da Mert'in ağır basan sevgi dilinin fiziksel dokunuş olduğundan eminim. Mert sarılmaktan, öpmekten, dokunarak oynamaktan çok keyif alıyor.


Fiziksel dokunuşlarla sevgi bankasını hızla dolduran oğluma, sabahları onun ayakkabısını giydirirken saçımla oynayıp darmaduman etmesine veya yüzümü severken makyajımı bozmasına kızardım. Dün bu yazdıklarımı dinlerken gözlerim doldu. Meğersem minik sevgilimin yaptığı tek şey sevgisini göstermekmiş. Bu sabah aynı hareketleri yapmasına ona öpücükler kondurarak teşekkür ettim. Yüzündeki gülümseme paha biçilemezdi :)


Mert'in ikinci sevgi dilinden tam emin değilim. Birlikte kaliteli zaman geçirmek gibi geliyor ama bugün bir arkadaşım zamanla çocukların büyüdükçe anne babayla geçirdikleri süreyi kısalttıklarını söyledi. Çok da haklı. O zaman da kelimelerin gücü ağır bastı. Car car konuşan Mert'in kelime diline de yakın olduğunu düşünüyorum.


Şimdi sıra size. Siz hangi ikisine yakınsınız? Peki ya çocuğunuz? 


Eğer daha detaylı bilgi öğrenmek isterseniz kitabın ismi The 5 Love Languages of Children, yazarları Gary Chapman, Ross Campbell.





21 Şubat 2012 Salı

Mert'in haftasonu...

Biliyorum yine çok uzun zaman oldu yazmayalı. Ama oradan oraya derken gün bitiyor. Kürşat'ın seyahatlerinde de kendimi yeni şeyler öğrenmeye adayınca bloguma yine uzun ara verdim.


Bu uzuuuuun aranın güzel yanı birçok şey birikmiş olması :)


Geçen hafta Mert'in yine bir fotoğraf çekimi vardı. Yazlık kıyafetler giyildi ve poz verildi :)








Mert, Max, Julian ve Samuel aslında bir çeteler :) Biz anneleri onlara "Four Musketeers" yani 4 silahşörler diyoruz. Çok iyi anlaşıyorlar ve birlikte oynamaktan çok keyif alıyorlar. 


Haftasonu hem çocuklar sevdikleri yerde birlikte oynasınlar hem biz anne babalar biraraya gelelim istedik ve bir oyun alanına gittik. Bir eksik olarak 3 silahşörler Mert, Julian ve Max biraraya geldiler. Onlar koşturup oyun oynarken biz anneler kahve keyfi yaptık, babalarda sohbetteydi. :)







Arada spor da yaptılar :)