31 Ağustos 2012 Cuma

Bodrum Bodruuum!

Kürşat'ın gelişiyle Bodrum' geçtik. Bodrum'da yine keyifli bir kalabalık bizi bekliyordu. Babaannesi ve dedesiyle keyifli vakit geçiren Mert kuzenleriyle bol bol oyun oynadı ve yüzdü.

İşte Bodrum'dan mavi kareler :)



                                                      Kürşat'la Mert



Babaanneyle


Benimle :)



Hepbirlikte :)


3 nesil Beşiktaşlılar Feda tişörtleriyle


Dönüş yolunda :)


29 Ağustos 2012 Çarşamba

Cennet Saroz

Bu yıl da her yıl olduğu gibi yaz tatilimize Saroz'da başladık. Denizinin soğukluğuyla meşhur olan Saroz çoğu zaman bizi şaşırttı ve sıcacık denizde Mert kolluklarıyla yüzmeyi öğrendi.

Yürümesinde olduğu gibi yine annemle babam iş başındaydı. 1. yaş doğumgününde Mert'i aralarında yürüttürdükleri gibi bu seferde denizde yüzdürttüler :) Ben fotoğraf makinamı alıp gidene kadar Mert dedeyle anneannesi arasında kahkahalar atarak ve tabii ki bol bol su yutarak yüzüyordu.








Dedesiyle...


Anneannesiyle...


Denizlerin kralı :)


Orada bir Mert var uzakta :)


Mert'le Ege'nin dondurma keyfi :)))



Pazar alışverişinde karpuzcuların yanında mola. Bir elde simit diğerinde tabii ki karpuz :)


Pamuk şekersiz pazarda dolaşmam abi!


28 Ağustos 2012 Salı

Oldu da bitti maşallah!!!! :)

Mert'le Ege'nin sünnet yemeği çok keyifliydi.

Ege, bu yıl sünnet oldu, Mert ise doğduktan bir gün sonra olmuştu. Biz de hazır biraraya gelmişken iki kuzenin sünnet yemeğini yaptık dostlarla. 

Günün en heyecanlı ve zor anı pastalarını hazırlamamızdı. Pastaları yemek için çıldıran kuzenler akşamı beklemek zorunda olduklarını öğrendiklerinde pek de mutlu olmadılar tabii.

İşte SuperMert :)



Biz :)


Şapkayı ele geçirdim :)


Dedeler ve anneannelerle


Büyük dedeyle


Sünnet çocukları :)


Anneanneler ve babaannelerle :)


Tüm sevdiklerimizle :)






27 Ağustos 2012 Pazartesi

Yaz tatilinin ardından...

Yine uzun zaman oldu yazmayalı. Araya uzuuuun Türkiye tatilimiz girdi :)

Birtanecik Burcu'mun sevgili Alpar'la olan nişan partisini kaçırmamak için bu yaz Mert'le erken gittik Türkiye'ye. Mert yine uçakta harikaydı. Sanırım çocukla seyahatin en zor dönemi 1,5 -2 yaş arası. Özellikle uzun yol seyhati için söylüyorum uçakta verilen pusete sığmadığı için tüm yol boyunca kucakta seyahat etmesi gerekiyor. Bu da hem anneye zorluk hem de çocuk için sıkıntı oluyor. 2 yaşından sonra bilet almak mecburi olduğu için tüm zorluklar ortadan kalkıyor :)

Burcu'yla Alpar'ın nefis boğaz manzarasında çoook keyifli geçen nişan partilerinden sonra Saroz'a geçtik. Geçen yıl şüpheli gözlerle denize bakan Mert bu yıl kolluklarıyla kendini denize attı. Hatta öyleki çoğu zaman çıkartmak çoook zor oldu. Beşiktaş kolluklarıyla balık olan Mert, iskele ve dubadan atlamaktan büyük keyif aldı.

Yaz başında Ege'nin sünneti dolayısıyla annemler Mert'e de sünnet kıyafeti almışlardı. 40 derece sıcakta Mert'e sünnet şapkası ve pelerinini giydirmenin en kolay yolu Superman olacağını söylemek oldu. Ne zaman şapkayı çıkartmak isteseler annem marshmallowlarla fotoğraflar çekilip bitene kadar onları bir güzel oyaladı :) Çoooook keyifli bir sünnet yemeği oldu. Saroz'daki tüm sevdiklerimiz neşemize ortak oldular bu güzel günde. Egeyle Mert de çok eğlendi. 

Saroz sonrasında Kürşat'ın da gelişiyle Bodrum'a geçtik. Mert sünnet kıyafetlerini giyip Bodrum'da da Superman oldu. Daha sonra Mert'i babaanne ve dedesiyle bırakıp biz arkadaşlarla Alaçatı'ya tatile geçtik. 2 günlük kaçamak bana 1 haftaymış gibi güzel ve uzun geldi. :) Bodrum günlerimizi de sonlandırıp yuvamıza geri döndük.

Bu yaz doyasıya sevdiklerimle birlikte olmanın, midye dolmanın, lezzetli mezelerin, rakının, balığın, sohbetin, denizin, dalından meyva yemenin, limon reçelinin, temiz havanın tadını çıkarttım.

Ve şunu daha iyi anladımki eğer sevilmiyorsanız veya sevdikleriniz yanınızda değilse boşuna dünyaya gelmişsiniz!

Uzuuuuun tatilin detayları sonra, fotoğraflarla :)

Shanghai'dan sevgiler,

Göksu