11 Ekim 2012 Perşembe

Boracay (Fridays Boracay)

Neredeyse 5 yıldır Çin'de yaşıyoruz ve bu süre içinde Boracay'la ilgili o kadar çok şey duydum ki... Eziyete dönen uçuş maceraları, pırıl pırıl denizi, bembeyaz kumsalı, dalış hikayeleri... Vakit geldi artık diyerek Boracay seyahatimizi aylar öncesinden ayarladık. 

Cuma gecesi Cebu Pacific Havayolları ile başlayan yolculuğumuzun ilk bacağı yaklaşık 3 saat süren Manila uçuşuydu. Manila Havalimanı'nda bizi bekleyen uzuuuuun pasaport kuyruğunu geçtikten sonra valizlerimizi alıp ikinci kez check-in işlemi için kontuara doğru koşturduk :) Bu işlemde bittikten sonra Caticlan Havalimanı'na bizi götürecek olan pır pır uçağımza geçtik. Büyük gövdeli uçaklarla alışkın olduğum yolculuklardan sonra pervaneli uçak ister istemez güvensizlik yarattı bende. Hem çok sallanması hem de pilotun uçağı yere çakmaya çalışır gibi iniş yapması ufak çaplı kalp çarpıntısı geçirtti bana :) 






Caticlan Havalimanı Boracay adasının yanındaki adada. Yani daha bununla da bitmedi Boracay yolculuğumuz. Havalimanında bizi karşılayan otel görevlisiyle arabaya binip bizi adaya götürecek olan tekneye bindik. Enfes adalar manzarası eşliğinde Boracay'a yanaştık. Tekrar kısa bir araba yolculuğu ile otelimize ulaştık. 


                                           Boracay'a götüren tekneler



Boracay'a yanaşıyoruz :)



Uçak, araba, tekne derken Cumartesi sabahı oldu. Hem uykusuzluk hem de yorgunluk kendini hissettirirken karşımıza çıkan pudra gibi incecik kumdan oluşan bembeyaz kumsal ve mavinin bütün tonlarını toplamış olan deniz bize yolculuk stresini tamamen unutturdu. İlk düşüncem "Burası cennet olmalı", ikinci düşüncem "Hemen hazırlanıp sahile gitmeliyiz" oldu :) Otel görevlisinin ikram ettiği buz gibi limonatalar ve deniz kabuklarından yapılmış kolyeler bizi hemen tatil moduna soktu.:) 

Fridays Boracay Oteli adanın en uzun ve meşhur beyaz plajının 1. istasyonunda yer alıyor. Otel odaları, restoran, resepsiyon hepsi bungalov. Hatta plajdaki şemsiyeler ve şezlong bile aynı konseptin devamı. Bu oteli tercih etmemizdeki en önemli sebeplerden biri de diğer otellerin plastik şezlong ve şemsiyelerine inat adanın doğallığını korumuş neredeyse tek otel olmasıydı. Diğer otellerdeki gibi rüzgar perdeleri denizle aranıza girmiyor, güneşin ve turkuaz denizin tadını doyasıya çıkarabiliyorsunuz. 



                                                Otelin plajında BİZ :)





Minik aşkımla 





Otelimizin plajı
   



   



Mert @ Fridays!



 Her gün deniz çekilince kumsala kocaman harflerle yazılar yazıyorlardı.  "Good Morning", "Fridays Boracay"...


Boracay prensi :)



Fridays odalar


Hayat bana güzel!!! :)






Her sabah kapımıza bırakılan Türkiye ve Çin ile ilgili haberler, günlük aktivite listesi, otelin her yerinde sorunsuz çalışan internet bu küçücük adada sevdiklerimizle iletişimimizi kopartmadı :)




Adanın bembeyaz kumu sahilden odamızın kapısına kadar geliyordu. Terliksiz bir tatil geçirmemek elde değil yani. Verandadaki hamak ise şekerleme yapmak için doğru adres :) 



Her akşam odamıza bir sonraki günün hava durumu ve yaprağa yazılı iyi geceler notu bırakılıyordu :)




Otel restoranının menüsü de zengin ve lezzetliydi. Çocuk menüsünün olması da bir artı tabii. 




Yangın çıkarsa denize, deprem olursa dağa kaçın!!!




                           Deniz,kum, güneş diyorsanız doğru adres Fridays Boracay...









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder