Cilgin bir kalabalik vardi. Ve tabii her yerde kuyruk vardi. Restoranlarda, kasalarda, karaktarlerle tanismada... Mickey Mouse ile tanismak icin can atan Mert'in gozu tanisma anina kadar birsey gormedi. Biz de uzunca bir sure Mickey'nin kuyrugunda bekleyip sonunda buyuk bulusmayi gerceklestirdik. Ilk basta cekingen olan Mert, Mickey ona sarilip opucukler verdikce cok sevindi. Halen Mickey ile tanismasini anlatiyor bize :)
Disneyland'daki en onemli kismi bitirdikten sonra baba ogul araba kullanmak istediler. Bu sefer Mert direksiyonun basina gecti.
Mert direksiyon basinda
Mert her gordugu arabaya bindi :)
Kankasi Mcqueen ile :)
Goofy'nin evinin onunde...
Mickey'nin arabasi ile...
Ve tabii Goofy'nin arabasi...
Mickey'nin evi cok kirliydi, temizledik :)))
Mert'in istedigi tum oyuncaklara binilip yemekler yenildikten sonra kalabaliktan bunalip sehrin diger ucuna gitmek istedik.
Yolda "Disneyland cok kalabalik, herhalde sehir bostur" dusuncemiz Harajuku'daki igne atsan yere dusmez kalabaligi gorunce yerini saskinliga birakti. Trafige kapali bir cadde olan Harajuku, farkli tarz kiyafete ve sac modellerine sahip Japon gencligini gormek icin dogru adres. Harajuku'dan Omotesando'ya ve oradan Shibuya'ya gectik. Hepsinde durum ayniydi. Gencler, gencler ve cilgin bir kalabalik.
Harajuku Takeshita Caddesi
Shibuya
Aksam tekrar Ginza'ya donduk. Yemek ve uyku :) Bir sonraki gun istikamet Asakusa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder